Vatandaş Okuması

Bilgi ile büyüyelim, akıl ile yükselelim, beynimizi özgür kılalım!

Özgürlüğe Uyanış

İşkence ile eziyet suçunun konuluş amacı ve çıkarımlar


İşkence suçu, TCK m. 94’te düzenlenmiştir. İlgili maddenin birinci fıkrasına göre;

(1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz.

Eziyet suçu da TCK m. 96’da düzenlenmiştir. İlgili maddenin birinci fıkrasına göre;

(1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Suçun kadına karşı işlenmesi halinde cezanın alt sınırı iki yıl altı aydan az olamaz.

Bu suç tiplerinin düzenlenmesi ile kişinin vücut ve akıl sağlığı ile onuru korunmaktadır. İki düzenleme arasındaki temel fark ise faillerin kim olabileceği ile ilgilidir. İşkence suçu, sadece kamu görevlileri tarafından işlenebilirken, kamu görevlisi olmayan faillerin fiilleri, eziyet suçu kapsamında değerlendirilir. İşkence suçunun, bu tarz düzenlenmesine sebep olan olgu, kamu görevlisinin, görev sorumluluğuna aykırı olarak ve kişisel tercihlerini öne çıkartarak söz konusu fiilleri icra etmesidir; Soğuk Savaş döneminin bilinçsiz ideoloji çatışmaları süregelirken vuku bulan karakol ve hapishane işkenceleri bunun en çarpıcı örneğidir. İşkence, bir kamu görevlisinin mesleki olarak uğradığı yozlaşmanın zirvesini teşkil etmekte ve devletin, millet ile egemenlik unsurları arasında kutuplaşmaya sebebiyet vermektedir. Neticede, işkence suçu, eziyet suçuna göre daha ağır bir yaptırıma tâbi tutulmuştur.

Son olarak, önemli olduğunu düşündüğümüz bir eleştiriyi aktaracağız. Kanunilik ilkesi uyarınca, her suç tipinin ve ilgili suçun yaptırımının, kanun ile düzenlenmesi esas olup, gene bu ilke uyarınca düzenleme somut ve net olmak zorundadır. Eziyet etmek kavramı ise çok geniş ve soyut bir kavram olduğundan, Anayasa ile de korunmuş olan bu ilkeyi zedeler niteliktedir. Zira her bir birey, eziyet kavramını, kendi ruh haline göre ve hiçbir somut parametreye başvurmadan doldurabilir. Buna binaen, bu suçların, işkence başlığını taşıyan tek bir madde altında ve failinin de herkes olabileceği bir şekilde düzenlenmesi hukuken daha doğru olacaktır.

Ali Nuri Öztürk


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir