Vatandaş Okuması

Bilgi ile büyüyelim, akıl ile yükselelim, beynimizi özgür kılalım!

NEDEN ULU TÜRK ULU KAĞAN – Bir NUTUK Özeti


Neden Ulu Türk Ulu Kağan
(Bir NUTUK Özeti)

Bir Deha’yı Okuyabilme Çabası
Canan Murtezaoğlu

Cumhuriyet’imizin Yüzüncü Yılı’na

407 ara başlığın yer aldığı Nutuk, okunması ve takibi zor, gerçek bir dev eserdir; ancak genç kuşaklarımız tarafından okunması ve anlaşılması, laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği açısından yaşamsaldır. İşte bu okumaya katkı sunabilmek adına, anlam bütünlüğüne azami dikkat göstererek ve çeviri metinlerinden birebir alıntılarla bir Nutuk özeti hazırlamaya çalıştım.

***

Başlarken

Gelecek için… Önceki yüzyılda doğdum, 21. yüzyıl içinde de günü geldiğinde sonsuzlukla bağ kurmak için yola çıkacağım. Emaneti teslim etmeden önce ninnileriyle, şiirleriyle, andıyla, yaşam tarzıyla, eğitimiyle, törenleriyle, bayramlarıyla ötekileştirilmeden büyüdüğüm Atatürk Cumhuriyeti’ni, çok yönlü olarak anlayabilme çabası içine girdim, elbette aklımın ve bilgi dağarcığımın sınırları içinde. Sorularımın cevapları, çağlar üstü bir Deha tarafından bizzat yazılan ve okunan bir kitapta; Nutuk’ta vardı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk âdeta içini dökmüştü o dev eserin iki kapağı arasındaki sayfalara…

Günümüzün gözde ifadesiyle sanal gerçeklikte buluştum bir Deha ile çünkü Nutuk, bir anda kendinizi içinde bulacağınız ve bir parçası haline geleceğiniz tarihî birçok olayın çok yönlü bir anlatımıdır. Bu anlatım sürerken “Kurtuluş ve Kuruluş” un günlerine gidebilmek, o amansız mücadeleyi verenlerin ruh dünyalarına ulaşabilmek mümkündür. Bu bağlamda büyük bir Lider’in muhteşem yalnızlığını hissederken onu, kişiliğinin tüm üstün özellikleri ile tanımak da mümkündür.

Ana metnin dışında 266 Belge, Trakya Teşkilatına Ait Vesikalar ve toplam on adet harita ve kroki içeren, hesap vermenin ve hesap sormanın çok özel bir anlatımı olan Nutuk; bir yandan, son kalan Türk yurdunu kurtarmak isteyenlerin büyük ve ısrarlı mücadelesini verirken diğer yandan da düşmana yaranmayı görev bilmiş Saltanat ve bağlılarının üzerindeki riya örtüsünü kaldırır, atar. Nutuk okuyanlar bilirler ki her sayfası ayrıntılarla doludur; çünkü Atatürk, Türk milletine ve özellikle de Türk gençliğine, Cumhuriyet’in hangi bedeller ödenerek kazanıldığını âdeta bir vasiyet olarak bırakmak istemiştir. 

Neden Ulu Türk Ulu Kağan? Çünkü Gazi Mustafa Kemal Atatürk; içteki ihanetlere ve dış düşmanlara karşı amansız bir mücadele yürüten, Çanakkale’yi geçilmez kılan, kanlı meydan savaşlarını yönetip Türkün zaferini tarihin sayfalarına yazdıran, yabancının kalemiyle çizilmiş her türlü kader sınırını silerek milletine kendi özünü hatırlatan, onu yücelten, kula kul olmaktan kurtaran ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurarak kendi insanının çağı yakalaması için her alanda büyük girişimler başlatan bir vatan evladıdır.

Bu vatan evladına, “milletinin vereceği karşılık bir suikast girişimi mi olmalıydı” diye sormasını isterim Türk gençlerinin.

Şöyle ki Atatürk’ün; 1914-1919 yılları arasını kapsayan askerlik anıları, Hâkimiyet-i Milliye, Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerinde 1926 yılında yayınlanır. Genç Cumhuriyet’te ise sular durulmamakta, İngiliz, bozguncu rolüne devam etmektedir. 1938’e kadar sürecek olan iç isyanların o günlerdeki adı Şeyh Sait ve Nasturî’dir. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası da dini kullanarak Cumhuriyet karşıtlarına cesaret veren siyasetini devam ettirmektedir. Son nokta ise Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal’e düzenlenen suikast girişimi olacaktır. (14 Haziran 1926) Bu menfur olaydan sonra Atatürk, Cumhuriyet’in hangi zorluklarla kurulduğunu milletine anlatmaya karar verir ve ölümsüz eser Nutuk, işte böyle doğar.

Lider, aldığı sorumluluğu her yönüyle takip edip sonuç alabilendir; “kandırıldım, aldatıldım” bahanelerinin ardına sığınılarak lider olunmaz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Devletimizin yönetimine Nutuk’taki Atatürk zihniyetinin hâkim olması en büyük dileğimdir.

Çalışmamı hazırlarken yararlandığım Nutuk metni, önsözünde: “Uzun ve yorucu bir çalışma sonucunda, bir yanda Ulu Atatürk’ün özgün ve tam metni diğer yanda da benim çevirimle bu belgeyi hazırladım.” ifadesine yer veren Bedi Yazıcı’nın çevirisidir. Kendisini saygı ve şükranla anıyorum. Çeviri olarak başvurduğum diğer bir kaynak, veciz anlatım tarzı ile dikkat çeken; Dr. Birol Emir, Melin Has-Er ve Mehmet Ali Aydın tarafından baskıya hazırlanan ve Kültür Bakanlığı (1975) tarafından yayınlanan iki ciltlik eserdir. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Nutuk çevirileri dışında yararlandığım kaynakların başında, Atatürk’ün hayatının gün gün işlendiği “Kaynakçalı Atatürk Günlüğü” adlı ölümsüz eser gelmektedir. Eserin sahibi Prof. Dr. Utkan Kocatürk’ü saygı ve minnetle anıyorum. Nutuk’taki anlatımın dışında, konuyla ilgili aktarılan bilgiler, eğer ayrıca dipnotla belirtilmemiş ise bu eserden alıntılanmıştır. Bunların dışında ara ara yaptığım kısa değerlendirmeler, o mücadele dolu günlerle bugün arasında bağ kurarken, siyasî görüş ve duruşumu da yansıtma çabasıdır.

407 ara başlığın yer aldığı Nutuk, okunması ve takibi zor, gerçek bir dev eserdir; ancak genç kuşaklarımız tarafından okunması ve anlaşılması, laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği açısından yaşamsaldır. İşte bu okumaya katkı sunabilmek adına, anlam bütünlüğüne azami dikkat göstererek ve çeviri metinlerinden birebir alıntılarla bir Nutuk özeti hazırlamaya çalıştım. Tüm ara başlıkları “İçindekiler” şeklinde vererek, metnin takibini az da olsa kolaylaştırmayı amaçladım. Üç yıllık çalışmamın yayına hazır hale gelmesinde desteklerini esirgemeyen değerli kalem kardeşlerim Tülay Hergünlü ve Esra Ertürk’e yürekten teşekkür ediyorum.

Özellikle, Cumhuriyet emanetini taşıyan Türk gençliğinin, “Nutuk’taki Deha” ile buluşması için bir nebze de olsa katkı sunabilirsem, vatanıma, Cumhuriyet’e ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e karşı görevimi yapmış olmanın mutluluğunu yaşayacağım…

Büyük Atatürk,

Sen; düşüncelerini, cesaret, kararlılık ve azimle eyleme döktüğünde, telgraf başında saatlerce kalarak bütün Anadolu’yu uyandırıp kucakladığında, düşman istediği yeri işgal edebiliyor, Padişah ve Hükûmetleri de olayları sadece izlemekle kalmıyor, düşmanla birleşerek Millî Mücadelenin önünü kesmek için her yolu deniyordu.

Sen, kendine ve Türk milletine güvendin, çok ağır şartlara rağmen mücadele ettin, savaştın, halkla birlikte yürüdün ve başardın.

Ancak senden sonra, o Havza’da bahsettiğin “çukur” un etrafından hiçbir zaman tam anlamıyla ayrılamadık; çünkü senin İlke ve İnkılaplarını içselleştiremedik. Sağa saptık, sola saptık, olmadı; elimizde hayattan koparılan genç fidanların öyküleri dışında bir şey kalmadı.

Bin bir zorlukla kurduğun Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 2018’den beri “Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi” ile yönetiliyor.

Ülkü, demokrasi, laiklik, hak, hukuk, adalet, emek ve eşitlik adına mücadele etmek için artık meydanlara inilemiyor. Sadece “birilerinin inancı” adına doldurulan o meydanlarda ise konuşanlar Sıtkı Hocalar değil, hezeyan kusanlar oluyor.

Ülke siyaseti; kürsü konuşmaları, dost dayanışmaları, yabancıya el avuç açmalar ve nema zincirleriyle yürütülüyor! Dik duruş kavramı ise unutuldu.

Senin vatanseverliğin, her yerde ve her vesile ile ismen ve cismen varlığını hissettirmek, yol göstermek, milletine sahip çıkmak ve onu kollayıp korumak olmuştu. Bunu; katıldığın savaşlarda, araziye hâkim noktalarda saatlerce dimdik ayakta durarak söylediğin; “karşıdan gelmekte olduğunu gördüğüm asker önümden geçip emniyete girmedikçe, buradan ayrılmayı hiçbir zaman düşünemem,”1 benzer ifadelerinden de biliyoruz.

Günümüzde ise havalecilik, yönetenin de yönetilenin de tercihi oldu.

Vatan için siyaset yapmayı düşünenler olur mu, Bandırma vapurunun taşıdığı “ideal ve iman” tekrar harekete geçer mi, bilemiyorum ama kadın-erkek milyonlarca Türk evladının, senin fikirlerini her anlamda hayata geçirmek için çabaladığını ve kurduğun Türkiye Cumhuriyeti ile özdeşleşen “ilelebet payidar kalacak” sözünü yaşatmakta kararlı olduğunu biliyorum.

“Kutlu Cumhuriyetimizin 100. Yılı” nda Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, İstiklal Harbi’nin tüm şehit ve gazilerini saygı ve minnetle anıyorum.

“Ne mutlu Türküm diyene!”

Canan Murtezaoğlu
Kasım, 2023

 

 

Cinius, Amazon, Trendyol, BKM Kitap, D&R, İdefix, Kitapyurdu ve diğer internet kitap satış sitelerinde
ve de Google Play Kitaplar’da…