Vatandaş Okuması

Bilgi ile büyüyelim, akıl ile yükselelim, beynimizi özgür kılalım!

Arşiv

Anadolu Ajansı ve basın ahlakı!

Babıali yani İstanbul basınını; “Küçük muhbirinden büyük muhabir, büyük muharririnden kalpazan, başmuharririnden hain, musahhihinden vatanperver, dâhi şairinden lafazan, üç mısraı binlerce beyte bedel insan burada yetişmiştir.”  satırlarıyla betimlemiş Sait Faik Abasıyanık. (Hikâyecinin Kaderi)

İstanbul basını, Padişah ve işgal kuvvetlerinin baskı ve sansürü nedeniyle ne “işgal” öncesi ne de sonrasında bağımsız olabilmiştir. Milli Mücadele boyunca olumsuz etkileri de cabasıdır. Diğer yandan İstanbul basınının önemli bir kısmı Milli Mücadele’nin yanında olsa da sansür nedeniyle 1921’e kadar yani I. ve II. İnönü Zaferlerine kadar, ne Kuva-yı Milliye’ye, ne bağımsızlık savaşına ne de Mustafa Kemal’e yer verebilmiştir sayfalarında.

***
6 Nisan 1920’de Mustafa Kemal, Anadolu Ajansı’nı kurdurur. Prof. Dr. Yücel Özkaya*, konuyla ilgili uzun makalesinde şöyle yazar: “Haber alma konusunda yapılan işlerin en önemlisi şüphesiz Anadolu Ajansı’nın kurulmasıdır. Yalnızca gazete çıkarmak yeterli değildi. Bunlar için gerekli haberlerin sağlanması da önemliydi. Bunun için de Halide Edip ve Yunus Nadi Bey’in çalışmaları ve Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle Ankara’da Anadolu Ajansı kuruldu. 6 Nisan 1920’de, az sayıda personel ve bir teksir makinesi ile işe başlayan Anadolu Ajansı, Ulusal Bağımsızlık Savaşı boyunca, millî birliği tehlikeye düşürecek kışkırtmalar ve yalanlara karşı milleti uyanık tutmak ve ulusal bağımsızlığı sağlayacak karar ve hareketleri zamanında bildirmekle önemli hizmetler yapmıştır.”

Ajansı kurduran Mustafa Kemal iki gün sonra bir genelge yayınlar: “Vatan ve milletimizin en büyük tehlikeyle karşı karşıya kalması sonucu olarak bütün Rumeli ve Anadolu’nun giriştiği millî ve mukaddes savaş esnasında halkın iç ve dış en doğru haberlerle aydınlatılması ivedi ihtiyacı dikkate alınmış ve sonucunda Ankara’da ‘Anadolu Ajansı’ adı altında bir kurum oluşturulmuştur.”

Kurumun “basın ahlakı” anlayışını gösteren örneklerinden biri de Public Ledger ve Sendikası muhabiri Bay Clarence K. Streit’in Samsun’dan Ankara’ya vardığını bildiren bültenidir. “Ankara’da Amerikalı Bir Gazeteci” başlığıyla yayınlanan bültende şunlar yazılıdır: “Bay Clarence Amerikan basınını Anadolu’daki gerçek durum hakkında bilgilendirecek. Anadolu Ajansı Bay Clarence’a büyük bir hoş geldin der ve sorumlu olduğu hassas görevi dürüstçe yerine getirmesinde ona başarılar diler.”** (14 Şubat 1921)

Streit, anılarında; “Türk yetkilileri Anadolu’daki ziyaretim sırasında, özellikle de Ankara’da beni istediğimi yapma konusunda özgür bıraktı…Benden istedikleri tek şey gördüklerimi olduğu gibi rapor etmem oldu…” diyecek ve Ankara’daki bir Ermeni restoranında bir Türk teğmen ve dört siville yaptığı sohbeti kaleme alırken şöyle yazacaktır: “Dünyanın Türkiye’deki durum hakkında edindiği çarpıtılmış haberlerden şikâyet ediyorlar… Bizi övmenizi istemiyoruz ama olan biteni tam nasıl görüyorsanız öyle tarif etmenizi istiyoruz; ne bir eksik ne bir fazla!”**

Anadolu Ajansı her yere süratle ulaşma gayretindedir. Geçtiği haberler arasında; “İstanbul’un işgali ve bazı milletvekillerinin tutuklanması, kurtulabilen mebusların Ankara’da toplanacak olduğu, İstanbul’da karışıklıkların çıkması için her türlü girişimlerin yapıldığı, Tunus’ta İstanbul’un işgaline duyulan tepkiler, mitingler, İtilâf Devletlerinin Türkiye’yi nasıl paylaşacakları, İzmir civarında millî müfrezelerin başarı kazandıkları, Amerika kamuoyunun kendi lehlerinde bulunduğu, Hindistan’ın Pencap şehrinde büyük bir mitingle Türk haklarının savunulduğu, Hindistan’ın Londra ve New York’a bu konu için heyetler gönderdiği”* yer almaktadır.

Amaç, Anadolu’yu ve dünyayı habersiz bırakmamaktır. Mustafa Kemal, TBMM’nin I. Dönem 3. Yasama Yılı açılış konuşmasında; “Matbuat, milletin sadayı umumisidir. Bir milleti tenvir ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu gıdayı fikriyi vermekte, hulasa bir milletin, hedefi saadet olan istikameti müşterekede yürümesini teminde, matbuat başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.” diyecektir. (1 Mart 1922)

Anadolu Ajansı, daha sonra kurulacak olan Matbuat ve İstihbarat Müdüriyet-i Umumiyesi’ne (7 Haziran 1920) bağlanacaktır.
***
Kurtuluş Savaşı’nın simgelerinden biri olan Anadolu Ajansı günümüzde ne yazık ki, gerçek “millî” kimliğini kaybetmiş, mevcut iktidarın isteği doğrultusunda seçim sonuçlarına dahi müdahale etme hakkını kendinde görür hale gelmiştir. 2019 Yerel seçimlerinde gece yarısı veri akışını kesmesi ve ertesi gün öğlen saatlerinde tekrar başlaması ve de dönemin YSK Başkanı’nın “Anadolu Ajansı benim müşterim değil. Benden veri almıyor. Nereden alıyor bilmiyorum!” açıklaması toplum hafızasında yerini almıştır.

Günümüzdeki temel sorun, her konuda olduğu gibi işlerin ehliyetsiz/liyakatsiz kişilere teslim edilmesi ve her gün biraz daha değer kaybeden ahlak duygusunun toplumda cisimleşmesi yani iyice görünür hale gelmesidir.

Canan Murtezaoğlu

Dinlemek için tıklayın

 

Yararlanılan Kaynaklar:
*https://isteataturk.com/g/icerik/Milli-Mucadele-Baslangicinda-Basin-ve-Mustafa-Kemal-Pasanin-Basinla-Iliskileri/254
**Bilinmeyen Türkler; Clarence K. Streit, Bahçeşehir Üniversitesi yayınları, s. 55-57

 

PAYLAŞIM:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir