Vatandaş Okuması

Bilgi ile büyüyelim, akıl ile yükselelim, beynimizi özgür kılalım!

Özgürlüğe Uyanış

Madımak


Tarih 2 Temmuz 1993…
Ortaçağ’daki gibi diri diri insan yakılmasına göz yumulmuştur! Tüm yetkililer sorumludur!
Sivas Katliamı, Sivas Olayları, Madımak Katliamı ya da Madımak Olayı;  Sivas’ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilmiş olan Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli’nin Radikal İslamcılar tarafından yakılması ve çoğunluğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanı ve 2 de göstericinin yanarak ya da dumandan boğularak hayatlarını kaybetmesi ile sonuçlanan olaylardır.
Şenlikler kapsamında, pek çok sanatçı ve fikir insanı dönemin Sivas valisi Ahmet Karabilgin’in özel davetlisi olarak kente gelirler. Kültür Merkezi içindeki karşıt grupla çıkan taşlı sopalı çatışma, polis tarafından fazla büyümeden önlenir. Ancak karşıt grup, yeniden Hükümet Meydanı’na gelir ve Hükümet Konağı’nı taşlamaya başlar. Binlerce kişi Madımak Oteli civarına ulaştıklarında araçları ateşe verip oteli taşlarlar. Madımak Oteli, tutuşturulan perdeler ve alt katta bulunan eşyalarla birlikte yakılır.
Otele sığınmış olan kişilerden, aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin’in de bulunduğu 35 kişi yanarak veya dumandan boğularak yaşamını yitirir.
Aralarında Aziz Nesin’in de bulunduğu 51 kişi de olaylardan kendi olanaklarıyla, ağır yaralarla kurtulur. İtfaiye merdiveniyle kurtarılmaya çalışılan Aziz Nesin, merdivendeki görevli tarafından darp edilir ve merdivenden itfaiye aracı etrafında toplanan karşıt görüşlü kalabalığa doğru itilir. Başından yaralanan Aziz Nesin’i linç girişiminden araya giren polisler kurtarır.
Olaylar sonucunda 33 konuk, 2 otel görevlisi ve 2 gösterici yaşamını yitirir.
Olaydan bir gün sonra 35 kişi gözaltına alınır. Daha sonra gözaltına alınanların sayısı 190’a çıkar. Gözaltına alınan 190 kişiden 124’ü hakkında laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma” suçlamasıyla dava açılır, geri kalanlar serbest bırakılır. 26 Aralık 1994’te karara bağlanan dava sonucunda, 22 sanık hakkında 15’er yıl, 3 sanık hakkında 10’ar yıl, 54 sanık hakkında 3’er yıl, 6 sanık hakkında 2’şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verilmiştir.
Müdahil avukatlar, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin kararını “taraflı, hukuka ve adalete aykırı” olarak niteleyerek, ayrıntılı bir savunmayla temyize giderler. Yargıtay 9. Ceza Dairesi katliamın “Cumhuriyete, laikliğe ve demokrasiye yönelik olduğunu” belirterek Devlet Güvenlik Mahkemesinin kararını esastan bozar. Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararına uyarak yargılamayı yeniden başlatır. 28 Kasım 1997’de açıklanan kararda, 33 sanık Türk Ceza Yasası’nın 146/1 maddesine göre idama ve 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezasına mahkûm edilir. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 24 Aralık 1998’de hapis cezalarını onar, 33 idam cezasını ise usul noksanlıkları nedeniyle bozulur. Şubat 1999 tarihinde usul eksikliklerinin giderilmesi için başlayan yargılama sonucunda 16 Haziran 2000’de 33 sanık Devlet Güvenlik Mahkemesince yeniden idam cezasına çarptırılır. 2002 yılında idam cezasının yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları müebbet ağır hapis cezasına çevrilir.
Sanıkların avukatlığını üstlenenler arasında olan Refahyol iktidarının Adalet Bakanı Şevket Kazan, bakanlığı sırasında onları hapishanede ziyaret eder. Geniş avukat listesinde çok sayıda Refah Parti üyesi ve yöneticisi olması eleştiri konusu olur. Bu avukatlar ilerleyen yıllarda AKP ve Saadet Partisi’ne katılırlar ve içlerinden üst yönetim görevlerine yükselenler olur. 26 kişilik bu listede biri bakan olmak üzere 4 AKP milletvekili de bulunmaktadır.
Geçen bu zaman zarfı içerisinde sanık sayısı tahliyelerle 33’e düşer. Olayın kilit ismi olarak nitelendirilen, dönemin Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak ve Yargıtay’ın 1997’deki bozma kararından sonra firar eden 8 sanık ise halen yakalanamamıştır. Davanın firari olan 5 sanık ile ilgili kısmı, 13 Mart 2012 tarihinde zaman aşımından düşürülmüştür.
Cumhuriyet tarihimize bir kara leke olarak kaydedilen bu insanlık dışı olayı bir kez daha lanetliyor, hayatlarını kaybedenleri kederle anıyoruz.
İnsanlık utandı ama bu olaydan dolaylı sorumlu olanların hiçbir utanmadı.
Canan Murtezaoğlu

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir