Vatandaş Okuması

Bilgi ile büyüyelim, akıl ile yükselelim, beynimizi özgür kılalım!

Kalem Kardeşliği

İnsan elleri Tanrı’nın elleri midir


 Bir arkadaşımın babası evrime değin hoş bir yorum yapmıştı. Bitkiler bütün hizmetleri durdukları yerde alır ve çeşitlendirerek yaşarlar. Hayvanlar, süreçte biçimler oluşturarak içgüdülerinin sağladığı yeteneklerle evrimleştiler… Üçüncü kategori ise biz insanlar, akıl yeteneği ile çoklu fonksiyonlar üreterek sürekli arayış düzenleri içerisindeyiz. Basit bir sözlü emoji yapalım: Sümer’deki biranın arpası ile bugünün Almanya’sındaki biranın arpası aynı iken, Sümerli erkek veya kadın bugünün Almanya’sındaki Hans ve Gretel’den farklı, değil mi?

Tarihi insan yapıyor, tarihi insan yazıyor.

Tarihte kalem tutan eller, kılıç tutan elleri erdem, sabır ve sevgi potasında eritip yeniden biçimlendirdi.

Beş altı milyon yıldan başlayarak, günümüze, planetimizin malzemelerinden bir varlık oluşmaya başlamıştır. Bulunan ilk iskeletlerle günümüz insanı arasında temel öğeler yani el, ayak, kafa, kemik sayıları miktar olarak aynı ama giderek bedenimizde büyüyen , kafa çapları var.

Burada bir ara bilgi vermek isterim; Jurassic park dizisinde pek hoşumuza giden planetimiz malzemelerinden imal, sempatik yaratıklar acaba nasıl  bu kadar devasa olup da 250 milyon yıl yaşayabildiler. Daha sonra o nesil varlıklar sanki malzeme yetersizliğinden küçük çaplara dizayn oldular. Örneğin, tırtıl benzeri o çağlardan kalan yaratıkların fosilleri günümüze göre çok farklı boyut gösteriyorlar. Son bir araştırma bunun oksijen seviyesinden kaynaklandığını, günümüzde 78/21 olan azot/oksijen düzeyinin, o dönmede  70/30 düzeyinde olduğunu ve bu ortamda yaşayabilmek için organizma çapının büyüyerek oksijeni absorbe edebildiğini varsayıyor.

Özünde düşünürseniz günümüz dinoları olan bizler o günün dinoları ile bir arada yaşayıp evrim ve medeniyetimizi geliştiremezdik. Doğa, terzilik yaparak mamutlardan fil, dinolardan kuş türlerini oluşturmuştur.

Bilim adamlarının ortak bir görüşü vardır. İnsan olarak tanımladığımız varlık ön ayaklarını el gibi kullanmaya başlayınca, ağız konuşma gibi çok önemli bir evrimle beynin motor gücünü harekete geçirerek sonsuzluğa kapı açmıştır. Beyin, akıl dediğimiz yapı ve beş duyu ile bilgi biriktirmeye, yorumlamaya ve de eller ile uygulamaya başlamıştır. Kanımca, planetimizin en stratejik gelişimi beyin-el birlikteliğinin sağlanmasıdır.

Hemen hemen her kültürde el ile ilgili, olumlu olumsuz deyişler vardır. Örneğin; el değmemiş, sanatçının eli değince, el emeği, el yordamı, el vermek, el üstünde tutmak, elinin körü, ele avuca sığmaz, el uzatmak. Kur’an’da en hoş tanım, insanın Tanrı’nın halifesi olduğu ve tüm varlığın ona emanet edildiği anlatımıdır. Bu bir vekâlettir, bunu yerine getiren, akıl ve el ortak çalışmasıdır ve yerinde kullanılınca yaşamda sevinç ,yanlışta ise keder oluşur.

İnsan bir doğa harikasıdır, iki el kabaca 50 x 30 cm’lik bir ölçüde kavrama alanı oluşturur. Bu harika makine ama doğrudan ama yine yarattığı âletlerle tarihte nelere imza atmıştır. Gelin bakalım…

Sümer’de zigguratlar, Mısır’da piramitler. Keops’un mezarı el işçiliğinin saygı duyulması gereken, adı yazılmamış ellerin eseridir. Dibinde durup göğe doğru yükselen merdivenlerin en ucunda ,son taşı koyup size el sallayan ama köle ama taş ustasının firavuna  hediyemdir diyen yüzünü görebilirsiniz. Mohenjo Daro’da kıvrım kıvrım duvarlar ve ince süslemeler o ellerin sabrı ve titizliği ile günümüze el sallamaktadır. Roma imparatorluğunda çok katlı su kemerleri kaç elin tutuşu ile hayat bulurken, kaç el tutunamayarak iş kazası adı altında öykü oldu. Yine de yaşa Sezar dedi diğer eller birbirine çarparak. Çin Seddi’ni dört mevsimin çatlattığı, kuruttuğu eller yaptı da ödülü acaba bir tas fazla yemek mi yoksa yorgun elin sonu mu oldu? Bize kalan efendi Ming’in ifadesiz gururlu yüzü oldu. Ne acı!

Bazen el su taşıdı, harcı kardı eser yarattı, bazen de yumruk oldu emeğin hep var olduğunu gösterdi. Boş kalan eller koca koca imparatorlukları yıktı, inandıklarını değiştirdi, yeni düzenler kurdu. 

Tarih nehri aktı ve akıl suyu zenginleşti ve ele yeni beceriler verdi. El bir âletti ama ondan binlerce âlet üretti. Obsidiyenle ok ucu yaptı, tunç çağı demir çağı derken el çalıştı, insan taş üstüne taş koydu ve el önemli âleti buldu. Evet, kalem artık elin yeni dostu oldu.

Kalem ele yeni ortamlar sağladı. El, artık düşünce ve fikir ortamını şekle döktü, yazı ve çizgi ve resim ve notalar insana aldığı vekâleti daha iyi kullanma olanağı verdi. Sabırla ve titremeyen elin, akılla muhteşem bir birlikteliği oldu.  Fidyas, Praksiteles, Bernini, Michelangelo, Rodin ve isimsiz nice heykeltraş Venüs, Davut, Musa heykellerinde parmak izlerini tarihe bıraktı.

Mimar elle çizdi, sayıları taşa döktü; o emek dolu eller kâh Partenon’un kubbesinde kâh Ayasofya’nın enginliğinde kâh Duomo’nun sivri kulelerinde yüreğinin desteği ile zirvelere son taşları oturttu, ressamlar sırt üstü yatıp elleri katılaşana kadar tavanları, duvarları kâh freskle donattı kâh resimlerle süsledi.

Makine çağı ve yeni teknikler, mimari ve mühendislik, iki ele yeni marifetler sağlattı. Eyfel kulesinin, Asma köprülerin en üstlerinde parça monte eden, cıvata sıkan eller piramitleri yapanlar kadar saygın değil mi?

El ve kalem, binlerce insana önce kazıyıp sonra şekillerle harf kullanarak yaratıcılığın dünyevi kısmını verdiler. Edebiyat bu planetin en muhteşem varlığının yansımasıdır. Fikir biziz ve el de bizim.

Ama daha önce belirttim bunlar bizlerin yaşam sevincimizdir ama aynı el kedere de amirdir. O eller önce ok, yay, sonra mızrak derken ateşli silah ve çabuk ve çok öldürmesi ile övünülen gelişmiş nükleer silahlar yaptı.

Sağ el ile sol elin kavgası veya beraberliği tarihin arşividir. Ellerin durumu medeniyetin de yürüyüş haritasıdır.

Dünyamız elinin becerisi ile yükselenlerle elini yetersiz kullananların arenası gibidir. Biz bir vekâlet aldık ve tarih bize gösteriyor ki, kendimize şunu soralım her daim, bu ellerimiz Tanrı’nın eli olmasın sakın!

Sevgi ile kalın       

Cenap Murtezaoğlu 


One thought on “İnsan elleri Tanrı’nın elleri midir

  • Bahtiyar+Çetinbaş

    Değer üreten ele selam olsun…
    Selam olsun kalem ile yazan ele…
    Bahtiyar Çetinbaş

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir