Vatandaş Okuması

Bilgi ile büyüyelim, akıl ile yükselelim, beynimizi özgür kılalım!

Arşiv

En iyi kural kuralsızlıktır: Francisco Goya


Romantizm akımı; özgürlük, adalet ve insan hakları, 18. yüzyılın ortasında çıkan bu akım duygu ve hayali ön plana çıkaran bir yapıya sahiptir. Romantizmde duygusallık, heyecan, özgürlük, doğa sevgisi, yurtseverlik, geçmişe özlem, ütopya gibi konular ön plana çıkarılmıştır.

Klasisizme tepki olarak doğan bir akımdır.
Klasizmin getirdiği katı kurallara karşı bir nevi isyan olarak bilinmektedir. Duygu ve düşünce olgularını, insanlara aktarmayı amaçlayan pek çok sanat ve sanatçı, klasizmin getirdiği katı kurallardan kurtularak özgürleşti ve böylece romantizm akımı ortaya çıktı.
“En iyi kural, kuralsızlıktır” diyen romantikler, insanı düzeltmenin toplumu düzeltmekle olabileceğini savunurlar. Edebiyat, müzik, felsefe, resim. Sanatı etkileyen entelektüel bir akımdır.
Romantizmin öncülerinden olan Francisco Goya, modern sanatın temellerini atmıştır. Goya, İspanyol Kraliyet ailesi; Bourbonlar’ın yüzlerini tuvallere aktardı. Sarayda baş ressam unvanıyla görev yaptı.
Peki saray ressamlığından, savaşın karanlık ve acı verici yanlarını resmetmeye geçişi nasıl oldu?

1746 yılında dünyaya gelen sanatçının tam adı Francisco Jose de Goya y Lucientes. Goya, Romantizm akımının önde gelenlerinden biri oldu. 82 yıllık uzun bir hayat süren sanatçı, kariyerine saray ressamı olarak başladı fakat bağlı olduğu kral bir şekilde tahtı kaybetti. Ülkede isyan başladı ve tüm bunlar olurken geçirdiği bir hastalık sonucu sağır oldu. Sağırlığı ona engel olmadı. Bir gayesi vardı ve o eksik kalan yanını fevkalade bir başarıyla resimlerine aktardı. Goya sağır olduğunda şu sözleri söyledi; “O kadar da kötü değil. Eserlerime yansıtabileceğim bir şey.”

Kaderiyle beraber eserlerinin içeriği de değişti.

Romantizmin öncülerinden olan ve Fransız ressamlarını etkileyen, kendinden önceki üstün resim geleneğinin mirasçısı olan Goya, modern anlatımların da habercisi olarak anılır. İspanya ve tüm Avrupa’nın çalkantılı bir dönemine tanıklık eden ressam, toplumsal olayları eleştirel bir bakış açısıyla yansıtır. Gerçekçi ve yer yer ürkütücü üslubuyla karanlığın en iyi anlatıcılarından biri olan Goya’nın gravür serileri de bir dönemin ruhuna tanıklık ederken, ressamın sıra dışı imgelerine de ışık tutar.

Başlangıçta portre çalışmalarını, manzara resimlerine tercih eden sanatkâr, zamanla ilgisini kişilerin iç dünyalarına yöneltmişti. Teması, insanın insana neler yapmaya kadir olduğuydu. Konularının çoğunda figürleri arasında etkileşim vardı ve ima ettiği; “Bakın onlara neler yapıldı” şeklinde belirtilmekteydi.

Goya: “Mantıktan soyutlanmış hayal gücü, imkânsız canavarlar yaratır. İkisi bir araya geldiğinde mucizeler ortaya çıkar.”

Büyük bir titizlikle bir ölünün, işkence görmüş birinin oymabaskısını yaptıktan sonra, baskının alt kısmına sabırsız, çaresiz ve öfkeli satırlar karalardı, “Neden?” “Orada olmak kahredici”, “Dünyaya işte bu yüzden geldin”, “Bundan daha beter ne olabilir?” “En fecisi bu.” Goya’nın önemi, dürüstlüğünün resimlerine ve sözlerine yansımasında saklıydı. Bugün bile, dünyayı sorgulamamıza, gerçeklerle yüzleşmemize ve yargılamamıza sebep olmasıdır.

Yasemen Çavuşoğlu

 

 

Dinlemek için tıklayın

 

 

Yazının tamamı ve tüm görseller için:
https://www.arttv.com.tr/yazi/en-iyi-kural-kuralszlktr-francisco-goya-yazan-yasemen-cavusoglu


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir