Vatandaş Okuması

Bilgi ile büyüyelim, akıl ile yükselelim, beynimizi özgür kılalım!

Özgürlüğe Uyanış

Bana ne!


Bana ne kadın haklarından!

Bana ne kadın cinayetlerinden!

Bana ne çocuk tecavüzlerinden, bademlemelerden!

Bana ne hapisteki muhalif gazetecilerden!

Bana ne yargı kararlarına rağmen içeride tutulanlardan!

Bana ne muhalif TV’lere ceza kesilmesinden!

Bana ne kitapların yasaklanmasından!

Bana ne domuz bağcılardan!

Bana ne sokak ortasında katledilenlerden!

Bana ne katili bulunmayan, yitip gitmiş onlarca vatan evladından!

Bana ne açlık sınırından, yoksulluk sınırından!

Bana ne altın arayan şirketlerin doğayı katletmesinden!

Bana ne orman yangınlarından!

Bana ne hayvan haklarından!

Bana ne yatağa aç giren çocuklardan!

Bana ne makarnaya talim ettirilen nesillerden!

Bana ne oy çalanlardan!

Bana ne yandaş halkı nemalandıran iktidarlardan!

Bana ne büyük iş adamlarının kasasından, kesesinden!

Bana ne Ankara’nın başkent olduğunu öğretemeyen eğitim sisteminden!

Bana ne hurafelerle dolu eğlencelik din anlayışından!

Bana ne dinle şeriatı eşitleyenlerden!

Bana ne salya-sümük tapıcılarından!

Bana ne üniversitelerdeki rektör seçimlerinden!

Bana ne uyuşturucu baronlarından!

Bana ne pudra şekercilerden, okul önlerindeki torbacılardan!

Bana ne depremde, selde hayatını kaybedenlerden!

Bana ne üçer-beşer maaş alanlardan!

Bana ne tarımın, hayvancılığın bitirilmesinden!

Bana ne buğday için yabancıya el açılmasından!

Bana ne, ne idüğü belirsizlere T.C. kimliği verilmesinden!

Bana ne yabancıların arazi kapatmasından!

Bana ne Amerikalı’nın aptal olma demesinden!

Bana ne Rus’un kapıda bekletme fantezisinden!

Bana ne kaçak işçilerden, kaçak işçi çalıştıranlardan!

Bana ne ülkeyi bölme niyetinde olanlardan!

Bana ne sınırlardan içeriye salıverilenlerden!

Bana ne kıyılara vuran cesetlerden!

Bana ne EYT’lilerden!

Bana ne atanamayan öğretmenlerden!

Bana ne gazilerden, şehitlerden!

Bana ne “mağdur” lardan!

Bana ne insan haklarından!

Bu yüzyılın başından beri ülkenin getirildiği durumu izleyip de “bana ne” demeyenler, artık görünür olmalı değil mi?

Ufukta bir seçim var. Sandığa gitmekte nazlananlar, parça parça bölünenler acaba iktidar nema alanını genişletsin diye mi “bana ne” diyorlar; bunun için mi küskünlük (!) gösteriyorlar? Anadolu’da yaygın olarak kullanılan, “veren ablam iyidir” sözünü uygulayan siyasetçileri seviyoruz; onları başımızın tacı yapmadık mı? Toplum olarak, bu yüzyılın başından beri “çalıyor ama çalışıyor” edebiyatıyla ninnilenmedik mi?

Şimdi sen dürüst kardeşim, Nutuk’taki Celalettin Arif Bey’i okumadın mı? İşte orada tipik yönetici ve halk ilişkisini görmek mümkün, yalanın nasıl da prim yaptığını görmek mümkün. Sen, mevcudun yalan ve iftiralarıyla uğraşırken, kimyan bozulabilir her ne kadar Eyüp sabrın olsa da! Ama “sen doğru git, eğri belasını bulur” da çok yaygın bir sözdür bu topraklarda!

Siyasetçilere tenkit yağdırıp baş alıp yeni başlara umut bağlamayı en ucuz yol bellemişiz.

Diğer yandan; yüzyıl önce bir Deha çıkmış, topraklarımızı, insanımızı tecavüzcülerden kurtarmış, çağdaş medeniyetle tanışmamız için her yolu önümüze sermiş, yaşananları bilmemiz için, izlenen yol ve yöntemi unutmamamız için ayrıntılı bir rehber kitap bırakmış, görev verdiği herkese “halkla temas et” demiş.  

Yakında, sandık başında oy pusulasına mührü vururken, o Deha’nın şu sözleri bizimle olsun:

“Dün ve bugün olduğu gibi yarın da memleket ve millet için yegâne kudret, mutluluk ve refah kaynağı, İnkılap İlkeleri ve Cumhuriyet rejimidir.”

Söz konusu yerel seçim gibi görünse de mesele, vatan meselesidir.

Canan Murtezaoğlu


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir