Vatandaş Okuması

Bilgi ile büyüyelim, akıl ile yükselelim, beynimizi özgür kılalım!

Özgürlüğe Uyanış

Mutabakat Metni ve 1921 Anayasası üzerine…


Millet İttifakı adı altında altı siyasi partinin anlaşarak hazırladıkları “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni” nin, “Yeni Bir Sistemi Öneriyoruz” başlıklı bölümünde şunlar yazılıdır.

“Bizler, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerimizle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini sona erdirirken geçmişe geri dönmüyor, hukuk devleti ve kuvvetler ayrılığı esasına dayanan yeni bir sisteme geçiyoruz.”

“Türkiye, parlamenter demokrasi bakımından köklü bir geçmişe sahiptir. Kesintiye uğrayarak halkın iradesinin engellendiği dönemler olsa da güçlü bir parlamenter demokrasi kültürüne sahibiz.”

“Bununla birlikte ülkemizde hiçbir zaman gerçek anlamda çoğulcu demokrasiye geçiş de mümkün olmamıştır. 1921 Anayasası’nın nispeten kapsayıcılığının peşinden kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti, sonraki anayasalarında daha dar kalıplara girmiştir.”

Yazılanlarda dikkat çekici cümlelerden birincisi “çoğulcu demokrasi” sözü olup Çoğulcu Demokrasi ile ilgili olarak “Çağdaş Paylaşımcı Demokrasi Modeli” kitabımda şunları belirtmişim;

Çoğulcu Demokrasi (Nispi Demokrasi):

Çoğunluğun mutlak hâkimiyetini reddeden, azınlıktakilerin siyasal ve kültürel haklarının kabul edilmesi gerektiğini ve azınlığın da bir gün çoğunluk olabilme hakkının verilmesini savunan demokrasi anlayışıdır. Demokrasinin gelişim sürecinde, çoğunluğun devlet yönetimindeki kararlarının mutlak olması, azınlık haklarını kısıtlayabileceği kaygısı çoğulcu demokrasiyi ortaya çıkarmıştır. Azınlıkta veya muhalefette olanların korunması, düşüncelerin serbestçe hiçbir baskıyla karşılaşmadan söylenebilmesi çoğulcu demokrasi için şarttır. ‘Çoğulcu teoride otoritenin dağıtılması devletin aceleyle ve düşünmeden hareket etmesini engeller, aynı zamanda önemli güç merkezlerinin uyuşmaması durumunda da herhangi bir adımın atılmasını önler.’ 

Dikkat çekici cümlelerden ikincisi: “1921 Anayasası’nın nispeten kapsayıcılığının peşinden kurulan Türkiye Cumhuriyeti devleti, sonraki anayasalarında daha dar kalıplara girmiştir.”

Yazılanlarla ilgili basın, medya ve sosyal medyada çeşitli eleştiriler yapılmaktadır. Benim söylemek istediğim şudur:

Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyet ve demokrasi konusundaki düşüncesi ve söyledikleri ile yazdıkları net ve açıktır.

Hele 1921 Anayasası, Büyük Millet Meclisi’nin kurulduğu Nisan 1920’den sonra savaş yılları şartları altında ve henüz devlet kurulmadığı bir dönemde uygulanan ve olması gereken bir Anayasa olarak uygulanmıştır. Uygulanırken İstanbul Hükümeti’nin de Osmanlı Anayasası’nın yürürlükte olduğu unutulmamalıdır. Diğer bir deyişle işgal edilmiş ülke topraklarında Ankara Hükümeti ve İstanbul Hükümeti olmak üzere iki hükümetin olduğu ve yine aynı şekilde her iki hükümetin de kendi Anayasalarına göre hareket ettikleri hatırlanmalıdır.

Devlet ve cumhuriyet Ekim 1923’te kurulunca derhal 1921 Anayasasının 1-2-4-10-11 ve 12. maddeleri değiştirilmiş ve 20 Nisan 1924 tarihinde kabul edilen 491 sayılı kanun ile 1924 Anayasası yürürlüğe girmiştir.

1921 Anayasası’nı başka değişik amaç ve düşünceler ile yorumlamak, Atatürkçü Düşünce Sistemi’ni hiç anlamamış ve algılamamış olmak demektir.

Önümüzdeki genel seçimlerde de yine bir Anayasa sorunu ile karşılaşılacağı bir gerçektir. Hazırlanacak Anayasa demokrasi standartları çerçevesinde toplumun tüm katmanlarının katılımı ve halkımızın tamamıyla bilgilenmesi, tartışması sonucunda, siyasi partiler arasında uzlaşma ile düzenlenmelidir.

Bahtiyar Çetinbaş- İnşaat Mühendisi ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı

 

Dinlemek için tıklayın

 

 

Yararlanılan Kaynaklar:
1.Altı siyasi parti tarafından imzalan Mutabakat Metni
2. Bahtiyar Çetinbaş, Çağdaş Paylaşımcı Demokrasi Modeli, Sokak Kitapları Yayınları, İstanbul.2017
3. Kemal Atatürk; Nutuk, Devlet Kitapları, Milli Eğitim Basımevi, 1982, Cilt 1-2-3


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir