Vatan Cephesi ve demokrasi
Çağdaş demokrasi yönetim sistemlerinde cepheleşme, kutuplaşma, siyasi nefreti körüklemek, kavga ve şiddet olmaz… Olmaması gerekir… Oluyorsa yönetim sisteminde sorun var demektir.
Bu sorunlar demokrasi yönetiminin hastalıklarıdır. Bu hastalıklar iktidarda olanların otoriterleşme eğilimine girdiği dönemlerde ortaya çıkar. Hastalığın hortlaması tehlikelidir.
Hızla yayılır ve salgın haline geçer ve saldırganlaşır. Cepheleşme olayı ilk olarak demokrasi tarihimizin acemilik yıllarında (1950-1960 Dönemi) yaşanmıştır. “Vatan Cephesi” olayı kutuplaşma, cepheleşmenin ilk ve önemli örneğidir.
Vatan Cephesi iktidarda olan partinin, muhalefet partilerini ve iktidardan memnun olmayan insanları baskı ve şiddet altında tutmak için oluşturduğu bir oluşumdur.
O dönemde tek olan Devlet Radyosu (şimdiki TRT) ile Vatan Cephesi’ne iktidar tarafından katıldığı söylenen insanların isimleri radyoda düzenli okunurdu. Okuma işi o kadar abartıldı ki…
Karacaahmet Mezarlığı’ndaki mezar taşlarındaki isimler bile radyodan Vatan Cephesi’ne katılmış insanlar olarak isimleri okundu. Cepheleşme hastalığı salgın haline gelince sadece mecliste olan ve olmayan siyasi partiler arasında değil, cepheleşme halk arasında da yayılır.
Ülke insanları da aynı hastalığa yakalanır. Cepheleşme demokrasinin bir hastalığıdır. İnatlaşma, kutuplaşma, cepheleşme demokrasi yönetim sistemine, ülkeye ve ülke insanlarına zarar verir. Eziyet, zulüm dönemi başlar.
Cepheleşme hem siyasi partiler hem de halk arasında kin, nefret, anarşi, nifak duygularını yayar. Bu hastalıktan kurtulmanın çaresi, otoriterleşme eğilimine girilmemesi için başta anayasa olmak üzere, siyasi partiler yasası, seçim yasası ve demokrasi yönetim kurumları yasalarında otoriterleşmeye engel olacak, demokrasi yönetim sisteminin kendisini kontrol edecek, kendi kendini yenileyebilecek alt sistemlerin demokrasi yönetim ana sistemi içinde yer alması gerekir.
Bahtiyar Çetinbaş- İnşaat Mühendisi ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı
Yararlanılan Kaynak:
Bahtiyar Çetinbaş; Mini Demokrasi Yazıları, Sokak Kitapları Yayınları, İstanbul.2018, s.90-91