Nitelikli insan nedir?
Zihin atölyesi nasıl oluşturulur?
Yazının özeti
Yeni dünya düzeninde nitelikli insanın en büyük sermayesi, sahip olduğu zihin atölyesidir. Çünkü insan, sorgulama, akıl yürütme, yorumlama, çıkarım yapma, problem çözme vb. hayatı yönetmeye dair bütün çıktıları, kişiye özel bu zihinsel kurulumundan alır.
Nitelikli insan varlığı, yani zihin atölyesi zengin insanlardan oluşan toplumlar aynı zamanda ülkelerinin geleceği için de en büyük teminattır.
Nitelikli insanı yetiştirmenin temel koşulu ise ezbersiz eğitimdir.
Nitelikli İnsan ve Zihin Atölyesi
Önceki yazımızda da ifade ettiğimiz gibi nitelikli insan, sorgulama, akıl yürütme, yorumlama, çıkarım yapma, problem çözme, iletişim kurma, teknolojiden en iyi şekilde yararlanma vb. sayısız becerinin yer aldığı zihin atölyesine sahip insandır.
Zihin atölyesi, günümüz insanının ihtiyaç duyduğu yukarıdaki zihinsel becerinin yer aldığı kişiye özel, akıl temelli zihinsel kurulumdur. Bir insanın zihin atölyesi ihtiyaç duyduğu çıktıları verdiği oranda işlevseldir.
Bu kurulumda yer alan ve yeni yaşamın gerektirdiği tüm kazanımlar, günümüzde küresel yeterlikler ya da 21. yüzyıl beceri ve değerleri olarak tanımlanmaktadır.
“Bilimsel ve Ezbersiz Eğitim” in temel hedefi insana, öncelikle işlevsel zihin atölyesi kazandırmaktır. Çünkü artık bilinmektedir ki, bir insanın zihin atölyesi ne kadar işlevsel ise o insanın niteliği de o kadar yüksektir. Büyük maliyetlerle uygulanan eğitim, bunu sağlayabildiği oranda günümüzde başarılı sayılmaktadır.
Gelişmiş toplumlarda, zihin atölyesine beceri ve değer katmayan hiçbir okul etkinliği artık eğitim sayılmamaktadır. Bu nedenle, yeni dünya düzenine uygun, nitelikli insan yetiştirme hedefi olan hiçbir eğitim sisteminde ezber yoktur. Zira ezber, insanı kalıplara düşünmeye zorlayan ayrıca öğrencinin ve öğretmenin emeğini heba eden eski bir öğrenme yaklaşımı olarak kabul edilmektedir.
Türkiye’nin Eğitimdeki Yeri
Gelişmiş ülkeler ezbersiz eğitimle kendi insanın niteliğini arttırırken, Türkiye, ne yazık ki çocuklarını hâlâ ezberle oyalamakta ve onlara haksızlık etmektedir. Bunun en net yansımalarını 2003 yılından beri katıldığımız PISA değerlendirmeleri ile PISA’ya benzer sorularla ulusal düzeyde uyguladığımız ABİDE ve TMF-ÖBA sınavlarında görmekteyiz. Bilindiği gibi PISA, zihinsel becerileri ölçen bir değerlendirme sınavıdır. Türkiye bugüne kadar katıldığı hiçbir PISA değerlendirmesinde üyesi olduğumuz OECD ortalamasına ulaşamamıştır. (Pısa ulusal raporları)
Çocuklarımızın eğitim yoluyla uğradığı bu derin haksızlığı PISA Direktörü Andreas Schleicher, 27 Aralık 2017 tarihinde Habertürk’e yaptığı açıklamada şöyle ifade etmektedir: “Öğrettikleriniz artık gereksiz; ezberde iyi, yaratıcılıkta kötüsünüz.”
Artık şunu acı bir gerçek olarak biliyor ve görüyoruz. Ezber eğitime tam gaz devam eden bir ülke olarak Türkiye, çocuklarına işlevsel zihin atölyesi kazandırmak ve bilimin tarif ettiği nitelikli insanı yetiştirmekten çok uzaktır. Aslında ezberde ısrar etmek, pırıl pırıl zekâya sahip bu coğrafyanın çocuklarına ve ülkemize büyük haksızlıktır! Bu nedenle vakit kaybetmeden ezber eğitimden kurtulmak, ülke olarak önceliğimiz olmalıdır. Bu öncelik siyaset üstüdür ve ülkemizin varlığı ile doğrudan ilgilidir.
Ali Rıza Çatal
Öğretmen, E. Milli Eğitim Müfettişi
Not: Sonraki yazılarda, ezberin yansıması olan sayısal sonuçları paylaşacağız.
Artık ezber eğitimden geçtik maalesef kötünün kötüsü bir eğitim modeline
saplandık ( maarif modeli) İzmir ve Eskişehir’e imamlar tarafından ders verilmeye başlandı.