Vatandaş Okuması

Bilgi ile büyüyelim, akıl ile yükselelim, beynimizi özgür kılalım!

Kalem Kardeşliği

Nakitleşmek ve kâr


İşletmelerin dönen varlıkları arasında yer alan bazı iktisadî değerlerin, likiditesi yüksek bir değer olarak nitelendirilebilmesi için söz konusu varlığın, bir değer kaybına uğramadan hızla paraya çevrilebilme olanağı olmalıdır.

Likitidesi daha yüksek iktisadî varlıklar arasında sayılan, kasadaki veya bankalardaki TL veya döviz miktarları, hazine bonosu ve tahvilleri, piyasa değeri yüksek durumdaki firmalara ait hisse senedi gibi iktisadî varlıklar veya türev ürünlerinin önceden sağladıkları tedbir avantajları gibi iktisadî varlıklar, aklımıza ilk gelenler olmaktadır.

Aslında doğrudur, genelde kısa esneme oranına sahip veya düşük tutarda olsa bile, ilave artı değerlerle, nakit değerlere dönüşebilen varlıklardır.

İşletmelerimiz, bazı zamanlarda, likiditesi yüksek seyreden bu tür varlıklar ile kazanç elde etmeye başladıklarında, asıl faaliyet konuları mal – hizmet ticareti veya üretimi olan faaliyet alanlarını daraltarak, dikkatlerini, bu türlü finansal kazançlara doğru yoğunlaştırabilmektedirler.

Bu işletmelerimiz sağladıkları kolay getirisinden dolayı, kaynaklarının önemli bir bölümünü, açıklamaya çalıştığımız finansal değerlere ayırmakta, kısaca “finansallaşan işletmeler” durumuna düşülebilmektedir.

Dönen varlıklar arasında bulunan ilgili varlıklar ile işletme riskinin azaltılması, ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilebilmesi kolaylaşabilmekte, emniyet marjının yükselmesi sağlanabilmekle beraber, işletme kâr marjının düşmesine neden olmaktadır.

Çünkü kâr ile risk arasında dolaysız bir ilişki mevcut bulunmaktadır. Kârı yükseltmek için alınan kararlar, genellikle riski de artırmakta, buna karşılık riski hafifletmek amacını güden kararlar da kârlılığı azaltmaktadır.

Bir firma, emniyet marjını artırmak ve riskini azaltarak kârını düşürmek yerine, elinde az miktarda likit değer tutarak, kaynaklarının büyük bir bölümünü gelir sağlayan varlıklara yatırma seçeneğini kullandığı takdirde riskle birlikte kârını da artırmaktadır.

Kârını artıran firmaların alacakları da artmaktadır. Alacaklar iyi takip edilebildiği, uygun bir süre içinde tahsil edilebildiği takdirde firma alacakları da likiditesi yüksek varlıklar olarak kabul edilmektedir.

Alacak devir hızının veya alacakların dönüşüm çabukluğunun yüksek olduğu firmalarda öz sermaye oranı yüksek seyretmekte, kısa süreli düşük kâr getiren finansal varlıklara ayrılan zamanın alacakların devir hızı veya stokların dönüşüm çabukluğu gibi finansal çalışmalara ayrılması, işletmenin sürekliliği bakımından, daha fazla önem arz etmektedir.

Aslında, nakit ve nakit benzeri varlıkların dışındaki finansal varlıkların, spekülasyona oldukça açık varlıklar olduğunu, 2008 finans krizinin ardından gelen, arkaik olarak 2022 yılında batan Silikon Vadisi Bankası’nın, finansallaşma sonucunda kriz yarattığını, yaratılan batık banka krizinin dünyaya olabilecek olumsuz etkisinin azaltılması için büyük çabalara girildiğini unutmamak gerekir.

1720 yılında, İngiltere’deki “Güney Deniz Kumpanyası” firmasının hisse değerlerinin aşırı batması sonucunda zarar eden Newton’un: Gök cisimlerinin hareketlerini hesaplayabilsem de insanların çılgınlığını hesaplamaktan acizim” dediğine burada konuyla bağlantılı olması yönünden değinmek isterim.

Faydalı olması dileğiyle…

Cengiz Hergünlü –  SMMM-Bağımsız Denetçi
www.hergunlu.com


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir