Koleksiyonerlerin dünyası: Mevzun Çiftçi
Bodrum Gürece’de muhteşem doğanın içinde saklı bir cennet…
Mevzun Çiftçi’nin sanat diyarına adım attığınız zaman, sizi önce kümes hayvanlarının selamlaması ve iki tane eğitimli Alman kurdunun endamı karşılar. Bahçeden eve uzanan o yolda, alabildiğine yeşillik ve alabildiğine güzelliklerin arasında, her biri hikâyeleriyle gelen Mevzun Hanım’ın masalının içine yerleştirilmiş eserler çıkar huzurunuza.
Bir tarafta Ayla Turan’ın mermerden yapılmış bebeği, alabildiğine uzanır bayır aşağı. Karşısında Kemal Tufan’ın kocaman bisikleti, insanı götürür saklanmış çocukluk mazilerine. Mahmut Aydın’ın üç adamı; biraz yalın, biraz da müstehcen duruşuyla, al al eder insanın yanaklarını.
Patikadan yukarı doğru tırmanırken, renkleriyle göz alır Uğur Çakı’nın heykeli. Esma Paçal Turam’ın sanat eseri, karşılıklı oturmuşlar aralarında muhabbetin en güzeli. Evin içine girdiğinizde, sıcak kahveyle edilen sohbetin arasında sanki duvardan göz kırpar; Melis Buyruk, Yonca Karakaş, Seda Gazioğlu, Hasan Pehlivan ve niceleri…
Sanat sınırsızdır, sanat özgürlüktür. Yaşanmışlıkları ve yaşayacaklarımıza ışık tutan bir duygunun, tasarımın ve güzelliğin dışavurumudur.
Karşınızda koleksiyoner Mevzun Çiftçi ve sanat sohbeti…
-Aldığınız ilk eseri hatırlıyor musunuz?
Tabii ki… dün gibi hatırlıyorum. 20-25 yaşlarındaydım, Mahmut Celayir’in bir tablosuydu ve ona sahip olduğum için mutluluktan ayaklarım yerden kesilmişti.
-Her şey nasıl başladı? Yani koleksiyon yaptığınızı zamanla mı fark ettiniz yoksa hep bilinçli bir şekilde mi ilerlediniz?
Yasemen Çavuşoğlu
Metnin tamamı için:
https://www.arttv.com.tr/yazi/koleksiyonerlerin-dunyas-mevzun-ciftci-yazan-yasemen-cavusoglu