Gökyüzü
Bir dergi uygulamasından şu başlıkla bir haber geldi: “Gökyüzüne bakmayı ihmal etme!”
Haberin içeriği ay ve gezegenlerin ilerleyen aylardaki konumları ve dünyaya etkileri ile ilgili idi.
Bende çağrıştırdığı duygu ve düşünceler ise biraz farklıydı.
Uzun zamandır ülkemizdeki ve dünyadaki gidişatı takip eden birçok insan, siyasî ve ekonomik olarak olan bitenler ile ilgili hüzün, sinir veya belirsizlik algısı, duygu ve düşünceleri arasında gidip gelmekte.
Birçok insanın bildiği, sevdiği, sosyal medyası veya bulunduğu mekânlarda sergilediği bir Atatürk resmi vardır. Bu resimde, Ata’mız şık takım elbisesinin içerisinde başını hafifçe yukarıya doğru çevirmiş, göğe doğru bakmaktadır. Kendisinin ve milletimizin yaşadığı bin bir zorluk dolu geçmiş sonrasında, ulaşılan sonuçlar ve gelişmeler sürecinde, Atatürk’ün umut eden (ve umut veren) bir şekilde göğe doğru bakması bizi bu kısa yazının başlığına götürüyor.
Onca bencillik, anlaşmazlık ve çatışma içerisinde, bize çok büyük gelen, ancak bilinen evrene kıyasla bir toz zerresi kadar bile büyük olmayan dünyamızın gökyüzüne bakmayı ne kadar ihmal ettiğimizi fark ettim.
Genelde gündüz mavinin, gece siyahın hakimiyetindeki renklerde olup bazen gri, bazen turuncu, hava durumuna göre birçok renge bürünebilen uçsuz bucaksız bir alan var orada.
Gökyüzüne bakmayı ihmal etmeyelim. O uçsuz bucaksız alanı göğsümüzün içine alalım. Dünyanın bazı yerlilerinin geçmişte söylediği, yaklaşık olarak şu şekilde aklımda kalan dizeleri düşünelim:
Ağacın sona ermediği gibi,
Dalında, yaprağında, gövdesinde,
Kuşun sona ermediği gibi,
Tüyünde, kanadında, uçuşunda,
Ben de sona ermiyorum,
Kolumda, bacağımda ve gövdemde,
Uzanıyorum düşüncelerimle sonsuzluğa,
Çünkü ruhum evrendir.
Ortak geleceğimiz ve her şeyin çözümü bizim içimizde, elimizdedir. Biyolojik olarak hücrelerimiz bölünerek çoğalır, doğrudur. Hücrelerin artan sayısı nicelik, birlik ve uyum içinde yaşamaları ise nitelik sağlayarak insan ve diğer canlıları ortaya çıkarır.
Göğün hepimizi kucaklayan enginliğinden esinlenip insanın ve diğer canlıların sevgi, barış ve nitelikli yaşam hakkını temel alan doğal anayasasını, yani hayal edilen ufkun ötesini ve oradaki yarına yönelik tasarım ve umutları bugüne çağırıp yaratıcı biçimde hayat ağacımızın parçası yapmamız dileğiyle…
Gökyüzüne bakmayı ihmal etmeyin.
Cengiz Gökdeniz