BİZE NE DİYEMEDİK KALEME SARILDIK
Bize Ne Diyemedik Kaleme Sarıldık
Kalem Kardeşleri
Cumhuriyet’imizin Yüzüncü Yılı’na
Başlarken…
Bizler; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; “toplumumuzun tümüne asgarî düzeyde de olsa bilgi verme” anlayışı ile yola çıkan, Atatürk Cumhuriyeti’ne çok yönlü dokunuşlar yaparak; tarihin ve gerçeklerin çarpıtıldığı, adalet ve hak duygusunun örselendiği günümüz Türkiye’sini anlamaya ve anlatmaya çalışan kalem kardeşleriyiz…
Elinizdeki bu çalışma, 6 bölümden ve 118 makaleden oluşmaktadır.
Önce “Medeniyet Yolunda” ilerleyerek; Orta Asya’dan başlayan serüvenimize, bu coğrafyanın neden medeniyetlerin beşiği olduğuna ve millîlik olgusuna kısaca değindikten sonra, topraklarımızın; insanlık tarihi adına bildiklerimizi tekrar sorgulamamıza yol açacak verilerle dolu yapısı konusunda farkındalık yaratmaya çalıştık.
Sonra “Atatürk Cumhuriyeti Yolunda” yürüyebilme çabası içinde; kurtuluş mücadelemizin, akılla ve sağduyu ile tasarlanmış Cumhuriyet’imizin, sadece kurulduğu devre değil, devirlere kapı açan yapısını göstermeyi amaçladık. Değişen rejimle birlikte kurum ve kavramların içinin nasıl boşaltıldığını çeşitli bağlamlarda irdeledik.
Ardından “Siyasetin Gidişatı” ndaki yozlaşmayı farklı başlıklarla mercek altına alıp pasif izleyiciler olmaktansa, aktif uyarıcılar olmanın yararlı olacağının bilinciyle, sorumluluk üstlenmeyi görev bildik.
“Siyasetin Ekonomisi” bölümüne gelince…
Önce Atatürk’ün bıraktığı ekonomiye baktık. Mustafa Kemal Atatürk sonsuzluğa yürüdüğünde arkasında denk bir bütçe ve neredeyse borçsuz bir ülke bırakmıştı. Bir tarafta savaş sürerken diğer tarafta I. İzmir İktisat Kongresi’ni toplamış ve kalkınmaya dayalı sürdürülebilir bir ekonomiyi hedef göstermişti. On beş yılda hayata geçirdiği dev fabrikalar ile Türkiye’yi kendi kendine yeten bir ülke konumuna yükseltmiş, yabancıların elindeki tüm ekonomik değerleri millîleştirmişti. Ancak Batı ile yakınlaşma sürecine giren sonraki iktidarlar, Atatürk’ün işaret ettiği ekonomik kalkınmayı sürdüremediler. Sonuç olarak; “Ne banka bırakacağız ne fabrika… Liman da bırakmayacağız. Hepsini satacağız!” diyen iktidar zihniyeti, kendi siyasi ekonomisini yarattı ve ülkeyi bugün içinde bulunduğu yoksulluk ve işsizlik uçurumuna yuvarladı. Biz de bu bağlamda mevcut sistemin yanlışlarını birçok yönüyle ortaya koyarak, ekonomide izlenmesi gereken akılcı yolu göstermeye çalıştık.
“Siyasetin Dini” başlığıyla; kaynağından uzaklaştırılmış, yönetenlerin hizmetine sunulmuş din anlayışının toplumdaki yansımalarına dikkat çekmek istedik.
1940’lı yıllarda Batı ile başlayan “samimiyet” in, genç Cumhuriyet’in geleceğini belirlemede etken olduğu bilinmektedir. Batı’nın bu topraklar üzerindeki emellerini gerçekleştirebilmek için başvurduğu argümanlardan biri de “din” unsurudur; halkın dinsel hassasiyetleridir. 1938’den sonra siyasette din etkisi beslendi, büyütüldü ve bugünlere gelindi. Türkiye’de iktidara gelen hükûmetler kendi din anlayışlarını ülkenin her kurumuna yerleştirerek “siyasetin dini” ni hayata geçirdiler.
Halbuki din; vicdanlardan doğan, yaşamın kendisinden beslenen sosyal bir olgudur. Yapıcı ve güzel ahlaka ulaşabilmenin bir aracı olmalıdır. Özgürleştirmeyen din, amacından saptırılmış demektir. Kurumsallaştırılan din olgusu ise, insanı özgürleştirmek bir yana, kula kul olmanın önünü açar; merhem olması beklenirken âdeta yaraya tuz basar.
Son bölüm olan “İnsaniyeti Savunanlar” da ise her canlının birbiriyle olan bağının farkındalığına, akıl verilen bir canlı olmanın gereğine dikkat çekerek, toplumumuzun öz dokusunu ve kaybolan değerlerimizi hatırlatmaya, toplum yararına çözüm önerileri sunmaya gayret ettik.
Özetle bizler; konfor alanımızın rahatlığından çıkıp sorumluluk almanın zorluklarına talip olduk bu çalışmayla.
Görüş ve fikirlerimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin düşünce özgürlüğünü savunan bireyleri olarak, kişisel değer yargılarımız olup eleştiriye açıktır. Her fikir; gerçeği bulabilmek, daha iyiye ve güzele ulaşabilmek adına bir eksiği gideren değer niteliğindedir. Bizler de çabamızın, bu bağlamda değerlendirilmesini umuyor, yazılarımızın tarihin sayfalarına not düşmek adına yararlı olmasını diliyoruz.
Bu çalışmanın oluşması için katkı veren; tarihçi Umut Bingöl, Psikoloji Bilimi Uzmanı, Eğitim ve Yönetim Danışmanı Ceyda Ceylan, İnşaat Mühendisi ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Bahtiyar Çetinbaş, Bilgisayar Mühendisi Esra Ertürk, Küresel İşler Danışmanı ve Araştırmacı Cengiz Gökdeniz, SMMM ve Bağımsız Denetçi Cengiz Hergünlü, SMMM ve yazar Tülay Hergünlü, Planlama Uzmanı Meltem Kaynaş Kazezyılmaz, yazar Canan Murtezaoğlu ve işletmeci Cenap Murtezaoğlu’na teşekkür ediyoruz.
Kalem Kardeşliği
Eylül, 2023
Cinius, Amazon, Trendyol, BKM Kitap, D&R, İdefix, Kitapyurdu ve diğer internet kitap satış sitelerinde
ve de Google Play Kitaplar’da…