Önce insan
Mevcut dünya düzeninin hızla değiştiği bir süreçten geçmekteyiz.
Oluşan yeni düzende pek çok şey gibi, ülkelerin sahip olduğu zenginlik değerleri de yeniden sıralanıyor. Elbette önceden beri var olan yer altı ve yer üstü zenginlikleri ile sanayi varlıkları yok sayılmıyor. Ancak yeni sıralamada listenin en başına tartışmasız biçimde nitelikli insan varlığı yerleştiriliyor. Yani, yeni düzende nitelikli insan varlığı en büyük zenginlik kabul ediliyor.
Bu olgu, bundan sonra dünya düzenin nereye evrileceğini ve ülkeleri nelerin beklediğini gündeme getirmektedir.
Bu bağlamda bilimsel akıl, ezber eğitim kıskacında olan ve nitelikli insan varlığı yetersiz olan ülkelere şu ürpertici uyarıyı yapıyor:
Ülke olarak diğer zenginlikleriniz ne olursa olsun, insan varlığınız bu zenginliğe koruyacak ve yönetecek nitelikte değilse geleceğiniz kesinlikle risk altındadır! Hatta söz konusu zenginlikleriniz ne kadar büyük ve jeopolitik konumunuz ne kadar önemli ise riskiniz de o oranda yüksek demektir. Çünkü nitelikli insan varlığı üstün olan ülkeler, üstün teknoloji ve yapay zekâdan da destek alarak, adım adım bütün varlıklarınıza el koyacaklar. Sonuçta, madenlerinizden geriye elinizde sadece cüruf ve kirlenmiş bir doğa, verimli topraklarınızdan da terkedilmiş araziler kalacaktır. Üstelik bunu yapacak olan güçler sıcak savaş yöntemlerini kullanmayacakları için, elinizdeki savaş araçlarınızın da bir işe yaramadığını göreceksiniz!
Yukarıdaki gerçekler şimdilerde insanı ve insan eğitimini ülkelerin en önemli gündemi haline getirmiş bulunmaktadır.
Bu anlamda yanıtlanması gereken soru şu:
Nitelikli insan hangi eğitim yaklaşımıyla nasıl yetiştirilir?
İnsanlığın geldiği noktada bu sorunun yanıtı gayet açıktır:
Nitelikli insan yetiştirmenin yegâne yolu BİLİMSEL yani EZBERSİZ eğitimdir.
Zira bilimsel ve ezbersiz eğitim, insanın doğuştun sahip olduğu öz değerleri zihin temelinde örgütleyen emsalsiz bir eğitim stratejisidir. Bu stratejide temel hedef insana, sorgulama, akıl yürütme, yorumlama, çıkarım yapma, problem çözme, iletişim kurma, teknolojiden en iyi şekilde yararlanma vb. sayısız zihinsel becerilerle donatılmış, işlevsel bir ZİHİN ATÖLYESİ kazandırmaktır!
Ezber eğitimle bunu sağlamanın mümkün olmadığı artık çok nettir.
Bilindiği gibi ülkemizin eğitim sistemi de ne yazık ki ezberdir. Bu nedenle bilimsel aklın, insan niteliği zayıf ülkeler için yaptığı ürpertici uyarı ülkemiz için de aynen geçerlidir. Vakit kaybetmeden EZBERSİZ eğitime geçmediğimiz takdirde, ülke olarak bu sona doğru adım adım yaklaşacağız demektir.
Ali Rıza Çatal
Öğretmen, E. Milli Eğitim Müfettişi
Not: Sonraki yazıda, nitelikli insanı ve işlevsel zihin atölyesi oluşturmanın bilimsel yolunu tartışacağız.