Onlar, darağacında bile “Bağımsız Türkiye!” diye haykırdılar! (1)
“Son ana kadar onuru koruyanlar yaşayacak!
Söylenecek son söz kahramanca olmalıdır.”
Nihat Behram
Tek amaçları “Tam bağımsız bir Türkiye” inşa etmekti.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan…
Neler olmuştu, kısaca hatırlayalım;
1968 yılı tüm dünyada üniversite gençliğinin düzen aleyhine ayaklandığı bir yıl olur. Fransa’da Sorbonne Üniversitesi’nde meydana gelen öğrenci isyanıyla başlayan ve kısa sürede bütün Avrupa ülkelerine ve hatta ABD’ye kadar uzanan öğrenci hareketleri Türkiye’de de başlar. Bahsedilen ülkelerde sola doğru kayan ve kısa süreli olan öğrenci hareketleri Türkiye’de yerleşir; en seçkin üniversitelere yayılarak emperyalist hareketlere karşı bir başkaldırı haline dönüşür ve ABD, düşman ilan edilir.
Solun hızla yükseldiği bu dönemde sağdan da tepkiler gelmeye başlar. Mart’ta Ankara’da “Millî Şahlanış Mitingi” düzenlenir. Mitingde sağcı öğrenciler tekbir getirerek, “Yaşasın ordumuz, İslamiyet’tir yolumuz!” şeklinde slogan atarlar. Sol akımlar, İslamcı akımlar, İslamcı-Milliyetçi akımlar ülkenin dört bir yanına yayılırlar. Dönemin Millî Eğitim Bakanı, “Gayemiz her ilde bir imam-hatip okulu açmaktır!” der.
Temmuz ayında ABD’nin 6. Filo’ya bağlı USS Independence uçak gemisi ile 4 destroyer, 8 günlük ziyaret için İstanbul’a gelir. Gece yarısı Amerikan askerlerinin, yanlarında Türk kızlarıyla sarmaş dolaş gezmeleri gençleri çileden çıkarmakta, askerlerle yer yer kavgalar yaşanmaktadır. İstanbul, Taksim’de protestolar başlar. Olaylar büyür, onlarca öğrenci yaralanır. 6. Filo’yu karşılamaya gelen İTÜ Talebe Birliği Başkanı Harun Karadeniz, Dolmabahçe’de boş duran bir bayrak direğine Türk bayrağını asar ancak bayrağı yarıya indirir ve şöyle konuşur:
“Türkiye’nin tam bağımsız olduğuna inanmıyoruz ve onun için de bayrakları yarıya kadar çekiyoruz.”
“Sağcı” gençliğin temsilcisi durumundaki MTTB Genel Başkanı İsmail Kahraman* ise “Bulaşık suda balık avlamak heveslisi birkaç düşünce fakirine gençliğin ve milletin imkân vermeyeceği” açıklamasında bulunur. Bu arada DİSK de boş durmamakta, bütün işçileri yabancı güçlere ve faşist saldırılara karşı direnmeye çağırmaktadır.
İstanbul ve diğer illerde olaylar durulmazken, Konya’da da kıpırdanmalar başlar. Konya Komünizmle Mücadele Derneği Başkanı tutuklanır. Nurcu olduğu iddia edilen başkan, “İmanlı ve Müslüman Türk gençliği yetiştirmekten başka çare yoktur. Davamızda er geç muvaffak olacağız. Bunları yetiştireceğiz. Zafer bizimdir,” açıklamasında bulunur.
ABD’nin 6. Filosu gitmiş ancak olaylar durulmak bilmemiştir. Cağaloğlu savaş alanına döner. Öğrenci- polis çatışmasında her iki taraftan da yaralananlar olur. “Anayasa ve Kanunlara Saygı Mitingi” düzenlenir. Öğrenciler İTÜ önünden Taksim’e yürürler. Ortada polis yoktur, ordu birlikleri önlem almıştır. Solcu öğrenciler yürürken, MTTB Eminönü öğrenci lokalinde “Kahramanlık günü” düzenlenmekte, “Solcuları Tel’in” toplantıları yapılmaktadır. Ardından da bir bildiri yayınlarlar. Bildiride yer alan cümleler, kan donduracak tarzdadır: “Vatanımızı, imanımızı ve namusumuzu tehdit edenlere karşı müsamaha göstermenin, toleranslı davranmanın zamanı geçmiştir. Zamanı geldiğinde prensibimiz şunlar olacaktır. Bir sefer açılıyor, gideceğiz seninle. Büyük dava sahibi, sana hitabım, dinle! Bu sefer ölüm, kalım, bu dava zulmetle Nur, Vur! Allah’ın aşkına, imansız kâfire vur!”
“İmansız kâfir” dedikleri Türkiye’nin sol görüşlü öğrencileri olsa gerek; yani kendi vatandaşları…
Beyazıt Meydanı’nda da “Komünizmi Tel’in Mitingi” yapılır. “Türkiye’de sol hareketler yürürse, Konya hadiseleri devam edecektir. Gerektiğinde İstanbul’da da taş üstünde taş kalmayacaktır,” açıklamasında bulunulur. MTTB Başkanı Kahraman ise “Milletçe komünizme savaş açtık. Zafer inananlarındır. Zira Allah inananlardan yanadır.” demektedir.
Ağustos sonunda ABD’ nin 6. Filosuna bağlı savaş gemileri bu kez İzmir’e gelir. Tabii yine mitingler ve gösteri yürüyüşleri başlar. “Tam Bağımsız Türkiye” mitingi gerçekleştirilir. Pasif direnme yapılmaktadır. Beş yüz kişilik sağcı grup, miting yapanlara saldırır, bıçaklı yaralanmalar olur. Amerikalılara karşı direnmeye çağıran dövizleri yırtarlar, onların yerine Amerika lehine dövizleri duvara asarlar. Üç bin Amerikalı subay ve er ise alınan önlemler eşliğinde gruplar halinde karaya çıkar.
Üniversiteler boykot ve işgallerle sarsılırken, 30 Ekim’de Samsun’da bir yürüyüş başlatılır; “Tam bağımsızlık için Mustafa Kemal yürüyüşü” … Yürüyüş, gençlerin Anıtkabir’e çelenk bırakmasıyla sona erer. Olaylar İzmir ve Trabzon’a da sıçramıştır. Ayrıca İTÜ yurdunda ağır yaralanan Vedat Demircioğlu adlı genç kurtarılamamıştır.
1969’da öğrenciler, eylemlerini yabancı diplomatlara yönlendirirler. Ocak ayında ODTÜ’yü ziyaret eden Amerikan Büyükelçisi Robert Komer’in** makam otomobilini yakarlar. Uzmanlar, Türkiye’deki ABD düşmanlığını şu iki nedene bağlamaktadırlar; Küba Füze Krizi*** ve Kıbrıs konusunda uyarılar ve tehditler içeren Johnson mektubu… Özellikle de füze krizi göstermiştir ki; Türkiye, ABD için, Sovyetlere karşı pazarlık masasında kullanılacak bir ülke durumundadır. Türkiye’nin güvenliği ise ABD’nin umurunda bile değildir. Johnson mektubu ise halk nezdinde Türkiye’nin içişlerine karışmak olarak algılanmıştır. Mektup, aynı zamanda Türk-ABD ilişkilerinin sadece halk nezdinde değil devlet nezdinde de soğumasına neden olmuştur. İsmet İnönü’nün “Yeni bir dünya kurulur. Türkiye de o dünyada yerini alır!” sözleri ve “yeni ortaklar aranacağı” mesajı ABD-Türkiye ilişkilerini iyice germiştir. İşte bu olaylar, Türkiye’de güçlenmeye başlayan sol hareketler içerisinde tepkiye neden olur ve ABD düşmanlığı önlenemez boyutlara ulaşır. Öğrenciler, örgütlü mücadelelerine başlarlar.
Üniversitelerde işgaller ve boykotlar başlar. Olaylarda ne yazık ki, ölümler de meydana gelmektedir. Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) öğrencisi Taylan Özgür, İstanbul’da güvenlik güçlerinin yaptığı baskında öldürülür. Aynı gün öğrenci lideri Deniz Gezmiş de tutuklanır. Daha sonra serbest bırakılır. Aralık ayında Yıldız Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi öğrencisi sol görüşlü Battal Mehetoğlu ile Mehmet Büyüksevinç öldürülür. Boykotlar sendikalara da sıçrar. Türkiye’nin ilk öğretmen sendikası olan TÖS boykot kararı alır. Boykota ülke genelinde yüz binin üzerinde öğretmen katılır. Olayların çığırından çıkması üzerine Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneği ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi Öğrenci Birlikleri kapatılır.
Devam edecek…
Tülay Hergünlü – SMMM
Yararlanılan Kaynaklar:
Tülay Hergünlü, İngiliz Sicimi’nden Amerikan Bezi’ne
*İsmail Kahraman, 2000’ li yıllarda TBMM Meclis Başkanı olarak göreve getirilecektir…
**Robert Komer; Vietnam devrimcilerinin Honço (kasap) adını verdikleri, Vietnam’da görev yapmış CIA uzmanı
*** Küba Füze Krizi: Rusya’nın Küba’ya füze yerleştirmesi sonucunda ABD’ nin de Türkiye’ye füze yerleştirmesi ile ABD ve Rusya’nın savaşın eşiğinden döndüğü krizdir.