Halkçılık ve Milliyetçilik yerine ithal kavramlar
“ALTI OK” olarak belirlenen ideolojide “milliyetçilik” ve “halkçılık” ilkeleri vardır ancak bunlar tarif edilirken sağ veya sol ifadelerine yer verilmemiştir çünkü Atatürk, “denge” dir. Bu dengeyi Prof. Dr. Sina Akşin’den okuyalım: “Halkçılık, halkı gözeten, halktan yana siyaset gütmek demektir. Halk kavramı bütün sınıf ve grupları kapsayan bir kavram olarak yorumlanabilirse de, öncelikle dar gelirli köylüleri, işçileri ve dar gelirli öbür kesimleri amaçlar… Milliyetçilik ya da ulusçuluk ilkesi, saldırgan, yayılmacı olmayan yani barışçıl bir ilkedir… Bu ulusçuluk, sağcı, tutucu bir ulusçuluk değildir… Türkiye dünyanın en ileri, en uygar ülkeleriyle ve her alanda yarışabilmelidir. Askerlik ya da iktisatta olduğu kadar, sanat ve yazında, insan hakları ve bilimde de ön safta olmalıdır…”*
6 Şubat 1921’de Atatürk, Hakimiyet-i Milliye gazetesi muhabiri Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey’in sorularını şöyle yanıtlar:
“Komünizm içtimaî (toplumsal) bir meseledir. Memleketimizin hali, memleketimizin sosyal şartları, dinî ve milli ananelerinin (geleneklerinin) kuvveti, Rusya’daki komünizmin bizce uygulanmasına müsait olmadığı kanaatini doğrular mahiyettedir.”**
2 Kasım 1922’de ise “Petit Parisien” muhabirine- barış şartları, iç ve dış siyasî sorunlar hakkında demeç verir:
“… Biz ne Bolşevikiz ne de komünist; ne biri, ne diğeri olamayız. Çünkü biz milliyetperver ve dinimize hürmetkârız.” **
Dikkat edilirse, Atatürk ithal kavramlara yönelmemiştir çünkü Atatürk Türk milletinin yapısını çok iyi bilmektedir. Hareket noktası, kendi milletinin öz doğasıdır. Akşin bu durumu şöyle ifade ediyor: “Devrim belli bir yaygınlığa, tabana sahip olduktan sonra çok-partili dizge içinde de mesafe alabilir. Bunun için, iktidara gelmese bile bir büyük partinin ödünsüz bir Atatürkçülüğü savunması gerekir. En büyük partilerin de temelde Atatürkçü olması gerekir.”*
Gelinen noktada Atatürk’ün düşünce yapısının esas alınmadığı, yöntemlerinin uygulanmadığı gerçeği ortadadır. Sağ ya da sol gibi ithal kavramlarla ayrıştırılan ise Türk milleti olmuştur. Kimi zaman şu yönetim kimi zaman bu yönetim kazanmış olabilir ancak Türkiye kayıptadır.
Canan Murtezaoğlu
Yararlanılan kaynaklar:
*Prof. Dr. Sina Akşin, Kısa Türkiye Tarihi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s.225-226
**Prof. Dr. Utkan Kocatürk; Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Araştırma Merkezi